Köfteciler ve Satürncüler

Geçenlerde doğum günüm için gittiğimiz otelde şöminenin başında otururken birden etrafı çocuklar sardı. Bizde de hamur vardı, başladılar beraber oynamaya.

Bir dakika içinde yuvarlak yapıp minik elleriyle bastırmaya başladılar. Çok geçmeden hepsinin köfte yaptığı anlaşıldı:)

Köfte ve kurabiye yapsınlar minicik ellerini yerim, o ayrı, ama içim azıcık buruldu. Benimki “Hamurdan satürn yaptım anneaa!” diye coşkuyla geziyor, kenarına halkasını tutturmuş, satürnü uçuruyor.

Hayatım boyunca çoğunluğun köfte yaptığı hamurdan satürnler yapmaya çalıştığım gerçeği alevlerden bana göz kırpmaya başlıyor. Şimdi biliyorum ki, benden başka da çok var, biz de yalnız değiliz ve bunun hissi kıymetli. Ama daha yorgunuz. Bazen bakıyorum, “Satürn yapmak bu kadar zor olmamalıydı, ne yapabilirim, elime o hamuru aldığımda kafamda satürn beliriyorsa benim suçum muydu?” dediğim de oluyor. Buralarda yazınca böyle şeyler havalı görünüyor olabilir; hayatın içinde çokça ıssızlık, yalnızlık, tuhaflık hisleriyle insan büyüyor.

Öylesine konuşmaları, günlük muhabbetleri beceremiyorum. Zaten yaşım ilerledikçe özüme dönüp, iyice içedönük ve asosyal oldum ve azıcık insanla yakın olabiliyorum. Bana yıldız tozu anlatırsan seni uyumadan 24 saat gözümü kırpmadan dinlerim. Ama köfteden sıkılıyorum canım kardeşim, elimden gelen bu, vallahi bu. Köfteden ölümüne sıkılıyorum.

Hayatta kalan arketipine sımsıkı sarılan eli gevşetmeyi anlatıyorum çoğu zaman. Hayatta kalan olmak bize yetmez, biz serpilmeye geldik diyorum.

Köfte yapanların arasında satürncülük çetin iştir. İnsan o çetin işten sağlam çıkarken neler neler öğrenir. Ama burada potansiyel bir tuzak var: “Bak ben buraya ne kahırlı yollardan geldim.” sesleri eşliğinde kendini ölüm döşeğinde bulabilir satürncü.

Satürncüler, asıl zorluğunuz köfteciler içinde büyümek değil, kendinizi ömür boyu böyle kısıtlı bir şeyle tanımlamanız olabilir. Uyanın kardeşlerim, asıl meselemiz “köfteye-karşı-satürncülük”ü terk edip Satürn’den uzayın derinliklerine açılmak:)⠀

Alevlerle birlikte böyle düşüncelerin geçiş törenini izlerken, (zaytung) “Köftesiyle ünlü 81 ilimiz var, bari farklı şekil vereydiniz.” diyen huysuz iç sesime gülümsüyorum:)

 

Leave a Reply

Fill in your details below or click an icon to log in:

WordPress.com Logo

You are commenting using your WordPress.com account. Log Out /  Change )

Twitter picture

You are commenting using your Twitter account. Log Out /  Change )

Facebook photo

You are commenting using your Facebook account. Log Out /  Change )

Connecting to %s

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

%d bloggers like this:
search previous next tag category expand menu location phone mail time cart zoom edit close