Kendime Yeter Miyim?

Bir soru var:

“Özşefkat ile kendime sevgi vereceğim ve artık dışarıdan beklememe gerek kalmayacak, öyle mi?”

Her duyduğumda bu kırılgan canım soruyu, soranın sesinden, gözündeki beklentinin altındaki acıdan, hesapçılık gibi görünen şeyin ardındaki masumiyetten, zamanın ruhundan üflenmiş kendi kendimize yetme masalından çıkış yolunu bulamayan şaşkın arayışımızdan ve kronik yalnızlığımızdan öpesim geliyor.

Hepsi birleşiyor – soruyorum ama sen cevaplama. sar sarmala bizi battaniyelerle. yeni yıkanmış çarşaflardan bi yatak kur. bi çay demle. anla işte halimizden. gibi – bir şeyler fısıldıyor.

Bir susma geliyor, öyle hemen cevaplamaya atlayamıyorum. Nefes veriyorum. Sessizlikten medet umuyorum. Ezbere değil de gönlümden iki kelam dökülsün de n’olur ne dediğimi hiç duymasa dahi baktığımda onu, şu saydıklarımı gördüğümü görsün, amiin diyorum:)

Cevabını verip geçmek değil, sorunun arkasında dolaşmak istiyorum.

Ama peki, şimdi önce cevap.

Hayır, şefkatte böyle bir yere gitmeyi amaçlamıyoruz, zaten amaçlasak da gidemeyiz çünkü biyolojik olarak imkansız.

Kendimize şefkati “Kendi kendime yeteyim de kimseye ihtiyacım kalmasın.” diye vermiyoruz. Lütfen bu cümleyi tekrar okuyun.

“Kendi kendine yetersin” yalanını yuttuysak, o yalanı tükürünce şeker kaplı olmayacak hayatımızda durmak için kendimize merhametimizin olması lazım.

Kendi kendine yetme yalanını değil, sağlıklı ilişkiler kurabilmemizi destekliyor kendimize olan şefkatli tutumumuz. Çalışmalar da bunu gösteriyor:

Özşefkat skorlarındaki artış kişileri sanıldığı gibi daha bencil yapmıyor, daha bakım vermeyi bilen ve ilişkilerinde destekleyici kılıyor. (Neff & Beretvas, 2013)

Ve bu kişilerin partnerleri, daha az kontrolcü tavırlar içine girdiklerini belirtiyor ve sözel agresyonlarında azalma raporluyorlar. (Neff & Pommier, 2013)

Hal böyle.

Şimdi varım diyorsanız ardına bakalım sorunun.

Zamanın ruhundan bilinçlerimize zerkolmuş bir ‘kendi kendine yetme iddiası’ var. Memeli bir canlı varlık olan bedenlerimizde hiç bir biyolojik karşılığı olmayan bayatlamış bir iddia bu.

Yeni doğduğumuzda bir memeli yavrusu olarak öyle kırılgan, zayıf ve güçsüzüz ki bize bakmazlarsa ölürüz. Kendi kendimize yetmekten çok uzağız. Düpedüz muhtacız.

Çok ihtiyaçlı olarak doğup bu ihtiyaçlarımız zamanında doğru tespit edilip karşılandıkça büyüyoruz. Ve bu büyüme dinamiği yetişkin olduk diye bitti sanarak çok yanılıyoruz. İhtiyaç karşılama bir ömür sürüyor.

(İhtiyaçlar yargılanamaz. Her ihtiyaç meşrudur. Şuna ihtiyaç duyMAMALIYIM gibi cümlelere yakından bakmak gerekiyor.)

Uzun süren yalnızlıklar, yıpratıcı ilişkiler falan derken yalnızlık güzellemeleri ve kendi kendine yetmeye dair manifesto gibi söylemler yükseliyor.

Baştan anlaşalım. Ben insanın yalnız kalma kapasitesini çok değerli buluyorum. Ama “Yalnız kalacağım, kimseye ihtiyacım yok.” fizyolojik olarak hatalı bir cümle. Bunu yazarken ne kadar can acıtabileceğinin farkındayım. Şefkatin en sevdiğim tanımlarından biri, asaletle acıya eşik edebilme hali.

Yakınlığa ve güvenli ilişkilere ihtiyacım var. Şu an bu ihtiyacım karşılanmıyor. Karşılanmayan ihtiyacım bana acı veriyor. Bunun için kendime anlayışlı ve nazik olmayı diliyorum. Bu ihtiyacımı karşılamak için elimden geleni yapıyorum. Elimde olmayan ve kontrol edemeyeceğim faktörler olduğunun da farkındayım.

Biliyorum çok sıkıcı tınlıyor, sağlıklı şeyleri sıkıcı bulan bünyelerimizde. Bunu doğal buluyorum çünkü hiç birimiz böyle büyümedik.

Demeye çalıştığım şey, bize “ihtiyacımız yokmuş gibi yapmak” iyi gelmiyor. Dramatize etmeden, abartmadan ama yok saymadan ve bastırmadan ihtiyaçlarımızın farkında olmak iyi geliyor.- Evet, şu an karşılanmıyor olsalar bile.

Kendine şefkat bir soru olsaydı, bu “şu anda neye ihtiyacım var?” olurdu. Yani şefkatle ihtiyaçların büyük bir bağlantısı var.

İnsanın dinlemesi ve bir başka kişi tarafından işitilmesi gerekiyor.

İnsanın anlaşılması gerekiyor ve anlaması gerekiyor.

İnsanın sevilmesi gerekiyor ve sevmesi gerekiyor.

Bunlar yokmuş gibi yapmak için şefkat çalışmıyoruz. Bu ihtiyaçlarımızla derin bir şekilde temas etmek, eğer mevcut gerçeğimizde karşılanmıyorlarsa da o gerçeğin gözünün içine yıkılmadan ve donmadan, insan kalarak bakmanın yollarını araştırmak için şefkat çalışıyoruz.

Leave a Reply

Fill in your details below or click an icon to log in:

WordPress.com Logo

You are commenting using your WordPress.com account. Log Out /  Change )

Twitter picture

You are commenting using your Twitter account. Log Out /  Change )

Facebook photo

You are commenting using your Facebook account. Log Out /  Change )

Connecting to %s

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

%d bloggers like this:
search previous next tag category expand menu location phone mail time cart zoom edit close