Yaratıcı Ümitsizlik

TCXXXCV2Bize kendimize acımanın berbat bir şey olduğu öğretildi. Umutsuz olmak da kitabımızda yazamazdı.

Halbuki bugün, kendine acımanın ve ümitsizliğin -sahiden- doruk yaptığı bir andan fayda görebileceğimizi biliyoruz. Adı bile var: Yaratıcı Ümitsizlik. (Creative Hopelessness)

Dünya psikoloji tarihindeki en etkili psikoterapistlerden ve teorisyenlerden biri, Steven Hayes, “yaratıcı ümitsizlik” olarak bir tepe noktası tanımladı ve bu kavramı kabul ve kararlılık terapisinin protokolüne anıt gibi dikti. (ACT-Acceptance and Commitment Therapy)

Çoğumuz bağımlılıklarımızı, hikayelerimizi, hastalıklarımızı, baskın duygu durumlarımızı, ailemizle olan sorunlarımızı, kısacası hayatımızdaki mevcut gerçeklerimizi “asla kabul edilemez” görüyoruz. Ve mevcut bu gerçeklerimizi “kurtulunması gereken şeyler” olarak etiketliyoruz.

Ne zaman olduğu belirsiz hayali bir gelecek günde de (o eğitimle, bu terapistle, o ilaçla, şu şifacıyla, o metotla, zamanla vb.) kurtuluş gününün geleceğine inanıyoruz. Daha doğrusu inandığımıza inanıyoruz desek daha doğru olur. Çünkü aslında inanma yok, illüzyon var.

Hayat, o fantazi haline gelen “yalancı kurtuluş” sonrası başlamak üzere böyle böyle erteleniyor. İronik olan şu: Çıkmazsak hayatın başlayamayacağına inandığımız o sarmalın içinde daha çok kayboluyor ve sonra biraz daha yorgun, tükenmiş ve daha kabul edemez hale geliyoruz.

Hayat, belki de bugün, en kabul edilemez gördüğümüz o halimizle dost olabildiğimiz kadar başlıyor. Evet, o anneyle, o kiloyla, o bedenle, o meslekle, o maddi durumla, o yalnızlıkla, o hastalıkla, o anksiyeteyle.

Bu hiç değişmeyelim demek değil. Hayatı belli bir değişime endeksleyerek sonsuz bir kaçınma ve erteleme döngüsünden çıkabiliriz, demek. Bahanelere örülen sosyal kabulü yüksek bir kılıftan kurtularak.

Steven Hayes diyor ki, bir an geliyor ve kişi “Belki de bu hiç geçmeyecek” cümlesini sahiden kuruyor.

Ve o an yaşadığı ümitsizlik kişiyi yaşamını nasıl yaşayacağı konusunda yaratıcı kılıyor. Orası bir sıçrama tahtası. Olayların seyrinin gerçekten değişeceği yer.

Mindful Self Compassion yani öz-şefkat pratikleri ve yaklaşımı da Kabul ve Kararlılık Terapisi’nde hem kullanılıyor hem de onu destekliyor.

 

Leave a Reply

Fill in your details below or click an icon to log in:

WordPress.com Logo

You are commenting using your WordPress.com account. Log Out /  Change )

Twitter picture

You are commenting using your Twitter account. Log Out /  Change )

Facebook photo

You are commenting using your Facebook account. Log Out /  Change )

Connecting to %s

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

%d bloggers like this:
search previous next tag category expand menu location phone mail time cart zoom edit close