Okuma Sevgilim

Küçücüktüm, fazla okuduğum için evde protesto edildiğim olurdu. Hep yaşıma göre olmadığı söylenen şeyler okudum. 12 yaşımda Kuran ve İncil’i baştan sona okumuştum. “Anlaşılmaz, ancak tefsirini okuyabilirsin.” denilen her metne inadımla daldım. Ulysses o yaşta anlaşılamazdı, bana neydi. O başkalarının fikriydi, benim deneyecek kadar vaktim, isteğim, zekâm vardı. En komiği Cemil Meriç sevgimdi, Jurnal’deki aşk mektuplarından mıdır nedir, ilk aşklarımdan biri olmuştu. Uzun süre sadece yazarlara âşık oldum, dünyanın en seksi insanları roman-kurgu yazarlarıydı. Büyüyünce bir yazarla sevgili olacaktım, tabi ki evlenmeyecektim, benim gibi insanlar evlenemez ve çocuk doğuramazdı, öyle şeyler yaşına uygun şeyler okuyarak büyüyebilen daha az tuhaf insanlar içindi.

Büyüdükçe tuhaflık indeksimin önemli bir kısmını bu okuma işi oluşturdu. Tabii hayat herkese yaptığını bana da yaptı, aldı benden bildiğini yarattı. Öyle her şey elimde ve irademle değildi, kendimi bir çocuğun annesi ve birisinin eşi olarak da buldum. Ama ‘sıkı okuyucu’ ismimin yanına zihnimde en yakın kazılı sıfat yerini korudu.

Tutunmamayı anlamaya başladığımda en canımı yakan şeylerden biri, bu entelektüel öğrenme faaliyeti ve kitaplarımla olan ilişkime ve pek tabii oradan doğurduğum kimliğe girişecek olmaktı. Başlarda “Hayatta kitaplarımı veremem, onlardan ayrılamam.” gibi fiziksel seviyede bir ayrılığı bile kaldıramazken; zamanla geçtim fiziksel ayrılığı, okumaya toptan yabancılaştığım bir evre de yaşadım.

Hayatıma başka bir anlayış girmişti, benim okuma ve öğrenmeyle ilişkimi değiştiren. Hayatımın tüm parçaları bu anlayıştan nasibini alırken okuma putum da bu yaratıcı yıkımdan nasibini almalıydı, aldı da.

Zorlayarak gerçekleşmedi hiçbiri. Sadece sevdiğim yazarları tekrar dönüp okuduğumda zihinlerine boylarından büyük bir iş vermiş ve nasıl çuvallamakta olduğunu çaresizce izleyen -benim gibi- insanlar görmeye başladım. Yine de onları bir parça kayırdı içim; aynı sürüdendik, çaresizce sevmeye devam ettim hepsini, hayranlığım ise eridi gitti.

Yine okuyorum, ama başka türlü okumadan anladığım, ondan beklediğim, ondan aldığım, ona verdiğim…

Sizin nasıl okumayla ilişkiniz hayatınızın bu döneminde?

 

Leave a Reply

Fill in your details below or click an icon to log in:

WordPress.com Logo

You are commenting using your WordPress.com account. Log Out /  Change )

Twitter picture

You are commenting using your Twitter account. Log Out /  Change )

Facebook photo

You are commenting using your Facebook account. Log Out /  Change )

Connecting to %s

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

%d bloggers like this:
search previous next tag category expand menu location phone mail time cart zoom edit close