Kendinizi “düzeltilecek biri” gibi görüyor musunuz?
Bugün olduğunuz haliniz tamam mı?
Malesef yıllar geçiyor bazen, böyle bir “düzeltme” çabasıyla.
Bu “daha iyi versiyon” olmaya dair kişisel gelişim söylemleri tehlikeli. Sistemin suyuna giden, “hep daha iyi ve daha fazla” nın peşinden giden insan yaratıyor ve oyalıyor.
“Bir yerlerimden daha çekiştirirsem biraz daha iyi bir versiyonum olacağım.”
“Şu özelliğim daha farklı olsa hah o zaman olacağım.”
“Şu işten bir ayrılsam şunu yapsam o zaman herşey daha güzel olacak.”
gibi iç sesler.
Hiç de az rastlanmıyor bugün.
Bu seslerin hepsini tanıyorum, elbette hepimiz gibi en başta kendimden.
Peki kendimizi çekiştirmediğimiz bir hal mümkün mü?
Bugün, bu an olan sınırlarımızı, limitasyonlarımızı farketmek ve bu hakikatimize uygun yaşamak mümkün mü?
Dünya acımasız olabilir.
Peki ben bugün kendime bu kadar acımasız olmamaya dair bir taahhütte bulunabilir miyim?
Bunları hoş sözler olmaktan çıkarıp içselleştirip, hayattaki tavra yansıtabilmenin en işlevsel yolu farkındalıkla ve şefkatle yapılan bir beden çalışmasından geçiyor.
Eğer bunları zihinsel olarak biliyorum ancak iş günlük hayata gelince hiç de böyle hissetmiyorum, diyorsanız farkındalıkla bir beden çalışmasına (yoga-tai chi- Qi gong- dans..) bu niyetle, taze gözlerle başlamak çok iyi gelebilir.
Mutlaka bin yol var işe yarayan, herkes için tek bir formül işlemez. Zaten bu da formül değil, mucizevi söylemlerin ve 1 günde değişim vaatlerinin olmadığı, samimiyetle kendini bilmeye doğru yürünecek -her zaman da daha az tercih edilecek- bir yol. (“on a road less travelled”)
Sevgiyle.
(Hiç birimiz düzeltilecek varlıklar değiliz)