Sadece Kalp İşi Değil

Şefkat de sevgi gibi bana göre sadece kalp işi değil aynı zamanda akıl işidir.

Empati “Seni hissediyorum.” derken şefkat “Seni-bunu kapsayabiliyorum.” der. “Bunu tutabiliyorum.” der. Tuttuğu şey, kapsayabildiği şey ne? Acı. Hayatın kaçınılmaz bir yüzü olan, ona sırtımızı döndükçe ızdıraba dönüşen acı.

Böyle bir tutabilme, kapsayabilme becerisi nereden gelir? Doğasını bilmediğiniz, yeterince tanımadığınız bir şeyi nasıl tutabilir ve kapsayabilirsiniz ki?

İnsan tanımadığından korkar. Tanıdıkça ilişki kurar, bağ kurar. Kendi acısı üzerinden insan, hayatın acısını anlama kapasitesine sahip şanslı bir varlık. İşte o şansı kullananlar için acılar hiyerarşisi gereksiz hale gelir. İnsanları anlamak için onların yaşadığı şeyi birebir tecrübe etmiş olmanız gerekmez.

Acıya dair bu bilgeliği geliştirmek bir akıl işidir, salt kalple ya da yumuşaklık-kabullenicilik gibi niteliklerle sağlanmaz.

Acı da her şey gibi gelir ve geçer. Geçicidir. Ama doğasını anlamak bunu bir yerde ve hatta bin kez okumuş olmaktan çok farklıdır.

“Acılar gelip geçici.” diyerek karşınızdaki insanın acısına eşlik edemezsiniz. Bedeninizde, aklınızda, kalbinizde bunun bir kaydı, izi olması gerekir. O kayıt, eğitimlerle, kitaplarla ve sertifikasyonlarla oluşmaz. O kayıt ancak ve ancak hakiki bir iç çalışmadan geçmiş hayat tecrübesiyle oluşur.

Üst sınırı da yoktur, yaşamlarımız bir bakıma acının doğasını anlama yoludur. Bu kendi doğamızla tanış olmanın da göz ardı edilemez bir parçasıdır.

Şefkati çalışırken kilit kavramlardan biri “equanimity”dir. Sakinlik, serinlik demek bu, ama tam çevirisini karşılamıyor bu kelimeler. Şefkati akıl işi yapan kısım işte bu equanimity kısmı. Empatiyle şefkat arasındaki temel fark da buradan geliyor.

Clarissa iskelet kadın masalında bir sevgi ilişkisinin içindeki pek çok hayat-ölüm-hayat döngüsünden bahseder, ve ekler: “Sevgi salt bir kalp işi değildir, akıl işidir.” Sanırım 12 yıldır okuduğum bu şahane metni en son okuduğumda bu satırlarda durdum, ve dedim: “Evet!” Şefkat de sadece kalp işi değil. Bildiğim, anlattığım bir şeyi temsil etmenin yeni kelimeleri oldu bunlar.

Şimdi yazı üzerinden empati neydi şefkat neydi bu kavram neydi gibi ayarlarınızla oynamayın lütfen:) Bunlar yazılık değil doğru rehberlikle sağlam iç çalışma işleri. Böyle yazılarla bir hal öğrenilmez ya da bilgelik gelişemez, bunlar olsa olsa içinde bir karşılığı olanları merak ettirme, “Bak burada böyle şeyler var, kokusu buna benziyor.” demek olabilir gibi hissediyorum.

Ve şunu da hep anımsamalı: Bilgelerin dediği gibi ayı işaret eden parmağa çok takılmadan ayı izlemeyi unutmamalıyız. Tüm metaforlar, temsiller, kelimeler ve şatafatlı şeylerin ötesinde sade, olduğu gibi hakikat var. Benden, senden, önemsediğimiz her sistemden ve anlam haritasından ötede.

Leave a Reply

Fill in your details below or click an icon to log in:

WordPress.com Logo

You are commenting using your WordPress.com account. Log Out /  Change )

Twitter picture

You are commenting using your Twitter account. Log Out /  Change )

Facebook photo

You are commenting using your Facebook account. Log Out /  Change )

Connecting to %s

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

%d bloggers like this:
search previous next tag category expand menu location phone mail time cart zoom edit close