Mis gibi annelik tanımları okudum bugün.
Herkes kendi renginde, kendi gökyüzünde, nefis…
Ben de bu seneki güncel tanımımı şöyle bir gözden geçirmeyi denedim:
Benim için annelik büyütmek demek.
Birinin gözünü gerçeğe açabilmek demek.
Zira gerçek kabul edilmez. Gerçek, kabul ya da reddedilemez, sadece oradadır. Gerçeğe ya gözlerimizi kaparız ya da usul usul, canımız yana yana, şefkatin muazzam gücüyle açarız.
Anne gibi anne, karşısındakinin gerçekle bağını zedelemeyen kişi. Biz doğduğumuzda muhtaç olduğumuz kadar hatırlar bir yerdeyiz. Zaman içerisinde kendi ızdıraplarındaki kapılardan geçememiş yetişkinler, okullar, kültür… derken bizlerin gerçekle bağı kopuyor. İllüzyon dünyasında, transta, uykuda yaşıyoruz.
Kanepenin köşesine çarptı mı çocuk, çarptı. Kanepe kaka dediğin anda, gerçekle bir ipi daha kestin. Kanepe orada, kafasını çarpacağı yerler hep orada olacak.
Uçan balonunun ilk kez kaçışını düşünüyorum oğlumun. O balon hep kaçacak. Ve balonlar güzeldir, yaşam muhteşem güzelliklerden oluşur. Bu ikili doğasını yaşamın, bu gerçeği, eğip bükmeye çalışmamak annelik etmek, yani büyütmektir.
Uçan balon kaçtı mı canı çok yanar 4 yaşında bir çocuğun. Üzülmesinde, ona yumuşacık bir kucak, sakin bir nefes, rahatlatıcı bir dokunuşsan, annesin.
Hem gerçeğe gözünü kapatmaya çalışmadığın, onu ve kendini kandırmadığın, hem de canının yandığı gerçeğine de gözünü yummadığın bir yerden yaşıyorsun.
Gerçeğe gözünü yummadığın bir yerden yaşamak en büyük taahhüdün oluyor.
Ne kendine ne ona yalan söylüyorsun.
Ne onu ne kendini hayattan koruyabileceğin gibi bir sanrıya kapılmıyorsun.
Annelik ettiğinin hazır olduğu kadarıyla, hazır olduğu şekliyle gerçeği dillendirmekten imtina etmiyorsun.
Annelik büyütmek bana.
Ya kendini, ya çocuğunu, ya öğrencileri, ya dostlarını, yeri geldiğinde hiç görmeyeceğin yabancıları, okuyucuları, canları…
Burada ne azap için ne de tatil için bulunduğumuzu, burada hayatta kalan olmakla yetinmeyip serpilen olmaya geldiğimizi hatırlamak.
Annelik,
bazen çelikten sert ve pençeli,
bazen yumuşacık, eriyen bir kalple
ve ikisinin tam manasıyla bir aradalığıyla!
Sevmeyi, büyümeyi öğrenmek.
O yüzden Great Mother,
O yüzden Divine Mother.
Aşk ile.