Şafakta Buluş Benimle

51-on fireÖyle zannediyorum ki insan olma yolculuğu o an bizzat deneyimlemediğin varoluş şekillerini kucaklayabilmek ve algılayabilmekle çok ilgili. Çünkü bu hem birliği (oneness) hem de döngüyü kavramak demek. Tam da bu yüzden büyümek dediğimiz şey yaştan bağımsız. Ve tam da bu yüzden çoğunluk ancak yaş aldıkça hayat deneyimini arttırabiliyor.

En basit ifadesi, “Aptallar kendi deneyimlerinden akıllılar başkalarının deneyimlerinden öğrenir.” lafı gibi dursa da demek istediğim bundan fazlası. Sen o anki koşullar ve tercihlerinde var olurken, bambaşka varoluş halleri ve o an sana uzak duygulara kendini açtıkça kabın genişliyor.

Söz konusu duygular peşinde koştuklarımız “olumlu”lar ise mesela, en güzeli başkalarında gördüğümüzde takdir edebilmek, o güzelliğin onlarda duruşunu bir nefesle içimize çekebilmek.

Eğer “Yas diye bir yer var ve oranın kuralları bambaşka.” ise mesela, o zaman da sen oradan çok uzaktayken bile (aslında uzak olduğunu sandığın her şeye, en nihayetinde ölüme bir lahza yakınlıkta olduğunu fark ederek) açıp kalbini en çok acıtacak yerlerin tam gözünün içine cesaretle bakmayı seçebilmek.

İşte Şafakta Buluş Benimle dün bize bunu yaptırttı.

Jung ve gölge’si, geçilen bir “eşik”, bükülen bir an, bildiğimiz kuralların olmadığı bir alan, yani Dot’un Sarı Ay’ından sonra en sevdiğim oldu sanırım yıllar sonra.

Sevdiysem çok konuşup anlatasım geliyor. Sevdim.

 

Leave a Reply

Fill in your details below or click an icon to log in:

WordPress.com Logo

You are commenting using your WordPress.com account. Log Out /  Change )

Twitter picture

You are commenting using your Twitter account. Log Out /  Change )

Facebook photo

You are commenting using your Facebook account. Log Out /  Change )

Connecting to %s

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

%d bloggers like this:
search previous next tag category expand menu location phone mail time cart zoom edit close