Kalbin Farkında Nefesi

DSC08716Farkındalık ve şefkat, özgürlüğe uçan kuşun iki kanadı. Farkındalığı daha çok konuşuyoruz bugün, ama şefkat kısmı hem dünyada hem de ülkemizde daha az bilinen kanat.

Kendi küçük hayatımda, şefkatli iç sesimi, sıfıra yakın bir yerden başlayarak, başka çarem olmadığından, çok fazla araştırıp arayarak ve çok kapı gezerek yaratmış biriyim. Şefkatin asaleti ve dönüştürücü gücü karşısında çoğu zaman -hala- büyülendiğimi belirtmeliyim.

Ve zor zamanlarda “Keşke şu konuda elimden tutacak biri olsa!” diye ah dediğim çok oldu. O kişiyi tek bir kişide bulamadımsa da pek çok kişi ve kaynaktan aldıklarımı birleştirdim ve adanmış bir şekilde tüm çabamı kendi hayatımda öğrendiklerimi uygulamaya verdim. İzleri takip edip zaman içinde hayal ettiğim o kişi olmak için emek vermeye başladım.

Temelini Budist psikolojiden alan yapılandırılmış öz şefkat eğitiminin güzel tarafı, üzerinde giderek artan sayıda bilimsel çalışmanın yapılmasına imkân vermesi ve çeşitli psikolojik durumlardaki etkilerinin ölçülebilir olması. Çalışmalar en temelde şefkatin öğrenilebildiğini ve bunun terapötik etkilere sahip olduğunu söylüyor. Kaldı ki Budizm de aynı şeyi söyler; o yüzden hepimizin içinde bulunan şefkat tohumlarını beslemeyi öğretir.

Tamamen kendimi iyileştirmek, kendi zor duygularımla, hallerimle bilgece ve zarafetle durabilmeyi öğrenmek ve oğluma, dolayısıyla kendime mecburi annelik yapma ihtiyacımdan doğan bu -yıllar süren- arayış ve çalışmalarımı daha geniş bir çerçeveye taşımak kendimden taşanı paylaşma ihtiyacından doğdu.

“Hemen bir şey yapmalıyım!” saikiyle kafası kesik tavuk gibi sağa sola koşturmanın saçmalığıma uyanınca, uzun süre dinleyince ve durunca insan hem biriktirebiliyor hem de kalbindeki çağrıyı duyabiliyor. Şefkat, kalbimdeki çağrıydı. En yaralı olduğum yerdi, bana verilen lütufların bu yaraya köklenmiş olacaklarını biliyordum. Zaman içinde, en karanlık köşelerime ışığın şefkate dair yaralarımdan sızdığını izledim, izliyorum.

Plum Village’taki hocalarım bana Dharma ismi olarak “Kalbin Farkında Nefesi”ni hediye ettiler.

Doğumumda bana verilen Sema isminin hakkını hayatımı gökyüzü gibi olmayı öğrenmeye adayarak verdiğimi hissediyorum. Niyetim, 36 yaşımda verilen bu ismin de değerini bilmek ve onu hak etmek.

Şefkat tohumlarına birer damla suya vesile olabilmeyi ve şu anda hiç tanımadığım insanların üzerine basıp içlerindeki yaratıcı şefkatli sese yürüdükleri bir taş olabilmeyi diliyorum, kalpten, taa içimden.

Her şey olup bitmiş gibi hissediyorum.

Aslında yine yolu takip ediyorum.  Zorlamıyorum, aramıyorum, teslim oluyorum, güveniyorum. Ve yol beni üzerinde yürütüyor.

Bildiğim en asil his, şefkatle.

 

Leave a Reply

Fill in your details below or click an icon to log in:

WordPress.com Logo

You are commenting using your WordPress.com account. Log Out /  Change )

Twitter picture

You are commenting using your Twitter account. Log Out /  Change )

Facebook photo

You are commenting using your Facebook account. Log Out /  Change )

Connecting to %s

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

%d bloggers like this:
search previous next tag category expand menu location phone mail time cart zoom edit close